Tarih sahnesinde adak olarak sunulacak kadar değerli kabul edilen üzümün, kurutulmak suretiyle oldukça lezzetli ve besleyici bir şekilde kuruyemiş olarak tüketilmesi günümüzde de sıkça rastlanılan bir durumdur. Üzümlerin çeşitlerine ve elde edilmek istenilen ürüne göre, kurutuluş aşamaları farklılık göstermekle birlikte, çok keyifli bir eşlikçi olmalarının yanında sağlık için faydaları da oldukça fazladır.

Bu faydalardan bazılarına birlikte göz atalım;

– Kuru üzümün bütün çeşitleri, polifenoller de dahil olmak üzere harika bir antioksidan kaynağıdır.

-Antioksidanlar, hücreleri, iltihaplanma ve kanser de dahil olmak üzere birçok hastalığa neden olan serbest radikallerden ve oksidatif stresin neden olabileceği zararlı hasarlardan korumaya yardımcı olur.

-Kuru üzüm, lif bakımından zengindir. Sadece 28 gramı günlük ihtiyacınızın % 4-8’i olan 1-2 gram lif içerir.

-Yapılan bilimsel çalışmalar, lif açısından zengin meyve ve sebzelerce yüksek bir diyetin, yüksek tansiyon, kalp hastalığı ve diyabet riskini azaltmaya yardımcı olabileceğini göstermiştir.

-Araştırmalar ayrıca kuru üzüm yemeklerinin, düşük kan basıncı sağladığını, kan şekeri kontrolünü iyileştirdiğini ve doygunluk hislerini arttırdığını göstermektedir. Bu sebeple, oldukça popüler bir diyet atıştırmalığı olarak mutfaklarda yer almaktadır.

Türkiye, bereketli topraklarıyla ve elverişli iklimiyle, tarımın birçok alanında olduğu gibi bağcılıkta da ilk akla gelen coğrafyalardan birinde bulunmaktadır. Tarih boyunca sahip olduğu geniş üretim imkânlarıyla, üzerinde medeniyetler ağırlamış Anadolu topraklarında, bağcılık kültürü de oldukça eskiye dayanmaktadır. Türkiye’nin çeşitli yörelerinde yapılan çalışmalar, bağcılık kültürünün bu topraklardaki kadim hikâyesine ışık tutmaktadır.

Yapılan arkeolojik buluntular ele alındığında, Anadolu’da bağcılık kültürünün, M.Ö. 3500 yılına kadar uzandığı görülmektedir. İncelemelerde elde edilen bulgulardan, Anadolu’nun büyük medeniyetlerinden Hititler zamanında, asma ve ondan elde edilen şarabın büyük önem taşıdığı görülmektedir. M.Ö. 1800-1550 yıllarında, bağcılığın gelişmiş olduğu, dini merasimlerde ve sosyal yaşantıda ön planda olmasının yanı sıra, tanrılara adak olarak sunulduğu da anlaşılmaktadır. Bağ ve bahçe gibi varlıklarını korumak adına, Hititlerin günümüze uygun birtakım tarım yasalarını uyguladıkları da elde edilen bulgular arasındadır.

Buna ek olarak, Anadolu medeniyetlerine ilgisi olan herkesin göz bebeklerinden Çorum Alacahöyük’teki Kral Mezarlarında M.Ö. 2300 yıllarına ait altın şarap bardağı ve testisi bulunmuştur. Üzümün ve bağcılığın bu medeniyetlerdeki yeri, bilimsel çalışmalar sayesinde her geçen gün biraz daha günışığına çıkarılmaya devam edilmektedir.

Bütün bu tarihsel geçmişi ve faydalarına ek olarak, kuru üzüm Türk aile yapısında, evlerde her daim leblebinin en yakın arkadaşı olarak yer almıştır. Hafızasını şöyle bir yoklayan herkes, küçüklüğünde cam bir kâse içine konmuş kuru üzüm ve leblebiyi aynı anda ağzına attığını hatırlayabilir. Çocukluğunun bu hoş anısını yeniden yaşamak isteyen herkesi bir tıkla leblebim.com’a bekleriz. “Meşhur Sarı Çorum Leblebisi” hem ağzınızı, hem anılarınızı tatlandırmak için sizi bekliyor..